19 Mayıs 2018 Cumartesi

Ege Ve Çiçek Bilgisi


Dünyanın muhtelif yerlerinde yaşıyoruz. Çok şükür internet devrindeyiz. Çocuklarım ve torunlarımla görüntülü görüşüp, bir nebze de olsa  hasret giderebiliyoruz.

Bu akşam torunlarımla görüntülü konuşurken, Ege nerede olduğumu sordu. Yazlık evde olduğumu söyledim. Ekin Büşra ablasının kucağında, Ege hemen yanlarında koltukta oturuyorlardı. En tatlı, en masum torun bakışlarıyla beni dinliyorlardı. Dedim ki:
- Çocuklar, nasıl güzel çiçekler var burada anlatamam. Sarı sarı papatyalar, pembe pembe papatyalar, yasemin çiçeği var. Göreceksiniz.  Yaseminin minicik minicik  beyaz çiçekleri var. Bir bilseniz, nasıl şahane kokuyorlar. 

O kadar tatlı dinliyorlardı ki, coştum ben tabii... Dedim ki:
- Sabah uyandığımda çiçeklerin yanına gidiyorum. Merhaba papatya, merhaba yasemin diye çiçekleri selamlıyorum. Çiçekler  rüzgarın ritmiyle böyle sallanıyorlar, ve sallana sallana bana merhaba diyorlar. 
Ege:
- Babanne öbür çiçekten de var mı, diye sordu.
- Hangi öbür çiçek Egecim?
- Hani vardı ya... neydi adı... hımm... şeydi... yüzük çiçeği, dedi.
- Var  tabii... dedim önce. Sonra...
- Egecim var dedim ama... Yüzük çiçeğini hatırlayamadım.  Nasıl bir çiçekti o? Yüzük şeklinde miydi?
- Hani çiçekleri  sarkan çiçek vardı ya, hani böyle, dedi.
Ayağa fırladı. Sonra  başıyla ayaklarına kadar yere eğildi.
- Hani böyle... 
Anladım. 
- Aaa! Çok yaklaşmışsın Ege. Küpe çiçeğini söylüyorsun. 
Kulağımdaki küpeyi gösterdim. 
- Hani böyle sallanan çiçekleri vardı di mi? dedim.
Hoşuna gitti. Başını sallayarak evet, dedi.
- Evet, evet... Var Ege, dedim.

Valla torunum diye söylemiyorum, küpe çiçeğini hatırlamasına, küpe çiçeğini tarif edişine bayıldım:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder