Geçenlerde Moda tasarımıyla ilgili ciddi bir makale okuyordum. Oldukça hoş bir yazıydı. Epeyce nasiplendiğimi söyleyebilirim. Moda Tasarımı kendi içinde Haute Couture ve Hazır Giyim olmak üzere ikiye ayrılırmış. Hazır giyim seri olarak üretilen ve mağaza dağıtımının yapıldığı sistemmiş. Haute Couture ise kişiye özel hazırlanan giysilermiş.
Moda tasarımcısının:
- Bu konuda iyi eğitim alması,
- Çizim tekniklerini, renk uyumlarını iyi bilmesi,
- Hayal gücünü, düşünebilme yeteneğini doğru ifade edebilmesi,
- Detayları yakalayabilecek iyi göze sahip olması,
- Moda tarihini, gelişmeleri bilmesi, gerekiyormuş.
Aklımda kalanları özetlemeye çalıştığım o ciddi makeleyi okuyunca, Ege ve Ekin için hazırladığım giysi tasarımları aklıma geldi. Misal, yukarıda görüldükleri gibi:)
Laf aramızda, benim yaptığım asla hazır giyim değil, haute couture besbelli... Baksanıza, kişiye özel, renk uyumları, hayal gücü, detaylar şahane değil mi?
Acaba büyüdüklerinde, "Babanne neler giydirmişsin bize?" diyecekler mi ki:)