4 Ağustos 2020 Salı

Ege İle Oynadığımız Oyunlar - Taş Oyunu


Soldaki fotoğraf, 2018 yılında Ege ile  Çerçöp Oyunu oynarken çekmişim. Ve yazısını yazmışım.  LİNK

Sağdaki fotoğraf ise bu yaz çekildi.  Bu kez, babanne ve Ege... Beraberce... Çerçöpün taş oyununu oynadık.

Bir Ege bir ben. Biz babanne  ve Ege başladık taşları çekmeye... Bi sen... Bi ben... Bi sen... Bi ben...  Veee... Tam Ege'yi yeniyordum ki... Ekin  seslendi:

- Ben de oynayabilir miyim abiii:)


Yapma Değil, Avrupa!


- Yapmaaa!
- Yapma değil, Avrupaa!

Sanırım 70'li yılların deyimiydi. Öyle olmalı. Çünkü çocuklarım bile bu deyimi hem hatırlayamadı hem anlayamadılar. Bizim gençliğimizde Avrupa malları kıymetliydi. Avrupa malları orijinaldi. Memlekette aynısı, orijinaline benzetilerek yapılırdı. Nasıl anlatsam?  Günümüzün  "Çakma değil orijinal" tadındaki bir lakırtısı işte... Öyleydi.

İlk hatırladığım, banyo sonrası Ekin'in ipek saçlarını kuruturken;
- Yapmaaa! demesi oldu.
Zihnimin arşivlerinde benden habersiz sırlanıp gizlenmiş olan  bu deyim ansızın dudaklarımın arasından dökülüverdi. Bir kaç kez;
-Yapma değil Avrupaaa! deyiverdim.

Aradan günler geçti.  Gene Ekin'in saçlarını kurutuyordum ki... Ekin:
- Avrupaaa! Avrupaaa! demeye başladı.

Durdum bi... Ekin'e baktım. Ne diyordu bu çocuk kuzum? Saç kuruturken, niye Avrupa diyordu ki?

Benim şaşkın şaşkın yüzüne baktığımı görünce; muzipçe gülümsedi. 
- Yapma değil Avrupaaa! deyiverdi.

Çok güldüm. Çok güldü. Çok güldük biz.

Şu Ekin var ya. Hem feci muzip, hem de lafı gediğine şakkadanak yapıştıran bir genç adam.  Torunum diye söylemiyorum. Maşallah deyin. Resmen cin gibi:)