Dünyada 18
uçurtma müzesi varmış. İşte bu müzelerden biri Üsküdar'da. Üstelik memleketimizin tek uçurtma müzesiymiş. Müzenin sayfasından öğrendiğime göre, bu uçurtma müzesinde 6 kıta, 33 ülkeden toplam
2500'ün üstünde parçadan oluşan koleksiyon varmış. Aslında Mehmet
Naci Aksöz adlı bir vatandaşımızın uçurtma kolleksiyonu ve Üsküdar
belediyesinin işbirliğiyle kurulmuş. Bu çocuk dostu müzeye Ege ile birlikte
gitmiştik. Hafta sonu olduğu için, müze kapalıydı. Meğer sadece hafta içi mesai saatleri içinde açıkmış. Baktık, temizlik vardı. Gezmek için izin rica ettik. Kırmadılar. Biz de Ege'yle hızla uçurtmalara baktık. Hafta içi okullardan gelen çocuklar, kendi
uçurtmanı kendin yap eğitimine katılıyormuş. Dünyanın ilk uçurtma
kütüphanesine de sahip olan, iki katlı 500 metre kare alandaki bu minik müzeye mutlaka gitmeli, dünyanın yer
yerinden gelen birbirinden farklı uçurtmaları görmeli ki, Uçurtma Müzesi kapanmasın, çok gezilsin, içindeki uçurtmalar çoğalsın, çocuklar uçurtmasız kalmasın, uçurtma unutulmasın.
Mehmet Bey'in anlattığına göre, uçurtmanın ilginç bir hikayesi varmış. Uçurtma M.Ö 300 yılında Çin'de kullanılmaya başlamış. 1295'de Marco Polo Malaya adalarında görüp satın almış ve Hollanda'ya getirmiş. Bizim memleketimize ise 15. yüzyıl sonlarında gelmiş. 3. Murat'ın oğlunun sünnet düğünü sebebiyle Sultanahmet'teki at meydanında simurg kuşundan bir uçurtma uçurmuşlar. Saray Merasimleri isimli kitapta, 17. yüzyılda ramazan eğlencelerinde teravih namazından sonra çocukların, hazırladıkları kandil uçurtmalarını gökyüzüne saldıkları yazıyormuş.
Ege geldiğinde hafta içi gidip, ayrıntılı gezmek lazım. Ayrıca Ege kendi uçurtmasını yapmaktan hoşlanacaktır. Ekin'in bir senesi daha var. En iyisi Ekin 3 yaşını doldursun, hep birlikte gidelim:)
Uçurtma Müzesi'nin sayfasına bakıp, daha ayrıntılı bilgi almak mümkün. http://www.ucurtmamuzesi.net/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder