Çizgi roman severim:)
Ege bize geldiğinde, sevdiğim çizgi roman yazar ve çizeri Christophe Chaboute'nin Park Bench adlı
kitabı henüz elime geçmişti. Şabote'nin (sanırım ismi böyle okunuyor) çizimleri
siyah beyazdır. Genelde kitaplarında metin yok denecek kadar azdır. Park Bench
ise tamamen sözsüz bir çizgi roman olduğu için, Ege uyumadan önce birlikte
resimlerine baktık.
Bu kitapta, bir parktaki
ahşap bir banka dokunan insanların dört mevsim hayatlarını izliyoruz. Bankın
tahtasına isimlerini kazıyan genç bir çift, evsiz olduğu için bankı kendine
yatak yapan yoksul adam, onu kovalamayı kendine iş edinen bekçi, sürekli
bankın ayağına işeyen köpek, elinde çiçekle bir türlü gelmeyen birini bekleyen
adam, bankın üstünden zıplayarak geçen kaykaycı çocuk, üzerine oturup
muhabbet eden eski dostlar veya bankın farkına varmadan yanından gelip
geçen insanlar... Mevsimler birbirini kovalıyor. Yıllar gelip geçiyor.
İzlediğimiz insanlar büyüyorlar, yaşlanıyorlar... Çizgi romandaki kimi
haller duygulandırıp hüzünlendiriyor, kimileriyse gülümsetiyor. Şabote'nin
siyah beyaz çizimleri müthiş etkileyici. Beni büyülüyor.
Elbette dört buçuk
yaşındaki çocuğa kitabın konusunu anlatmama gerek yoktu. Lakin, Ege'nin o
şahane çizimleri görmesi, bankın dört mevsim halini konuşmamız şahaneydi.
Üstelik harikulade çizimleri seyreden Ege, babannesinin çizgi roman
dünyasına giriş yapmış oldu:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder